HER AÇIDAN DEPRESYON

ÇEŞİTLERİ, NEDENLERİ, BELİRTİLERİ, TEDAVİSİ…

Günlük dilde sıklıkla kullanılan  ‘Depresyon’ kelimesi bu kadar basite indirgenmemeli. Yaşanan herhangi bir sıkıntı ya da olumsuzluk sonucu kişinin kendisi ya da başkası için depresyonda olma tanısı koyması oldukça yanlıştır. 

Depresyon bir kişilik özelliği olmadığı gibi kendi kendine halledilebilecek basit bir durum da değildir.

DEPRESYON NEDENLERİ: 

Depresyon, beyni etkileyen ve beynin kimyasal dengesindeki bozulmayla ortaya çıkan bir hastalıktır. Seratonin ve noradrenalinin sinir hücreleri arasındaki sinapsların azalmasıyla depresif bulgular ortaya çıkar. Bu azalma bazen kendiliğinden olabileceği gibi, bazen de zorlayıcı yaşam olaylarının tetiklemesiyle gerçekleşebilmektedir. Beklenmeyen kayıplar, aile içi sorunlar, ekonomik problemler, yoğun stres ve üzüntüler… Depresyon için temel oluşturabilecek bu liste daha da uzayabilir. 

Araştırmalarda depresyon;

Her 5 kişiden 1’i hayatı boyunca bir dönem depresyon ile karşılaşmaktadır.

Aile bireylerinde depresyon olan kişi depresyon yaşama açısından risk altındadır.

Kadınlar erkeklere göre iki kat daha fazla depresyona girme riski taşımaktadır.Kesinliği net olmamakla birlikte hormonlar ve erkeklerin daha az psikolojik desteğe başvurması buna neden olabilmektedir.

Depresyon görülme yaşı 20 ile 50 arası olsa da, yaşlılıkta depresyonun görülme sıklığı artmaktadır.

Hormonal bozuklukların içinde özellikle hipotiroit yani tiroid bezinin yavaş çalışması depresyona neden olabilmektedir.

Ağır düzeyde yaşanan kaygı bozukluklarında depresyon ortaya çıkabilmektedir. 

Sosyal fobide depresyon görülme sıklığı %40’a kadar çıkmaktadır.

DEPRESYON BELİRTİLERİ:

Depresyonun semptomları her birey için farklılık göstermektedir ve bu belirtiler bireyin yaşam kalitesini, ilişkilerini, kararlarını yani hayatının daha bir çok alanını olumsuz etkilemektedir. Beynin işlevinde yaşanan düzensizliklerle duygu, düşünce ve davranışlardaki bozulmalar depresyonun belirtilerini ortaya çıkarır. Bazı bedensel hastalıklar ise depresyon olarak değerlendirilebilmektedir. Bu nedenle Depresyon için doğru tanı ve tedavi süreci mutlaka psikiyatrik muayene ile konmalıdır. Kan tahlilleri, QEEG (Kantitatif EEG), Beyin MR’ı ve  psikometrik test gibi değerlendirmelerle psikiyatristler tarafından depresyonun kesin tanısı yapılabilmektedir.

Depresyonun en sık rastlanan 12 belirtisi: 

  1. İlgisizlik:Önceden severek yapılan günlük aktivitelere ilginin azalması, hayattan zevk almama
  2. Çökkün Duygudurum:Kişide karamsar, kederli ve sıkıntılı duygudurumun hakim olması, 
  3. Uyku bozuklukları: Sık sık uyanma, rahat uyku durumuna geçememe ya da sürekli uyumak isteme, uyanmak istememe,
  4. Yeme bozuklukları: Hızlı kilo kaybı, iştah kaybı ya da sürekli yemek isteme, kilo artışı,
  5. Dikkat Sorunları:Odaklanamama, unutkanlık
  6. Motivasyon Kaybı: Gelecekle ilgili hedef belirleyememe, 
  7. Yorgunluk:Fiziksel enerjide azalma,
  8. Cinsel İsteksizlik
  9. Psikomotor huzursuzluk: Ajitasyon hali ya da psikolojik fonksiyonlarda azalma
  10. Suçluluk-değersizlik ve Yetersizlik Hissi:Kendini değersiz görme, suçluluk ve pişmanlık duygusunu sıklıkla hissetme; hüzünlü duygu duruma eşlik eden ağlama ya da hiç ağlayamama
  11. Umutsuzluk, Çaresizlik ve Boşluk Hissi: Bunların yanında yoğun yalnızlık hissi ve gelecekle ilgili olumsuz düşünceler
  12. Kendine Zarar Verme Düşünceleri: Ağır durumlarda ölüm düşünceleri, eğilimleri ya da girişimleri.

Son 2 hafta kişi hayatının rutin akışını bozacak derecede bu belirtilerin en az 5’ini yaşıyorsa, bu durum depresyonla karşı karşıya olunduğu ve psikiyatrik bir yardım alınması gerektiği anlamına gelebilir.

DEPRESYONUN ÇEŞİTLERİ:

Klinik Depresyon ve Distimik bozukluk olarak iki kategoride toplanabilecek depresyon çeşitleri hafif, orta ve ağır olarak şiddet derecesine göre sınıflandırılmaktadır.

—KLİNİK DEPRESYON – Majör Depresif Bozukluk : 

En şiddetli depresyon türü olarak değerlendirilen Klinik Depresyonun kendiliğinden düzelmesi neredeyse mümkün değildir. Bu nedenle mutlaka bir uzman tanısı ve tedavisi gereklidir. Bireye Majör Depresyon tanısı konulabilmesi için son 15 günlük periyodu kapsayan aşağıdaki özelliklerin beş ya da daha fazlasını karşılıyor olması gerekmektedir:

-Günün büyük bölümünde depresif hissetme

-Rutin aktivitelere ilginin azalması

-Belirgin kilo artışı ya da azalışı

-Yoğun uykusuzluk ya da uyanamama hali

-Düşünce ve hareketlerde yavaşlama

-Günün büyük bölümünde yorgun hissetme

-Odaklanmakta ve karar vermekte güçlük

-Tekrar eden kendine zarar verme ya da intihar düşünceleri

ATİPİK ÖZELLİKLİ MAJÖR DEPRESİF BOZUKLUK: 

Belirli davranış kalıplarıyla kendisini gösteren Atipik depresyon genellikle genç ve yetişkin bireylerde görülür. Atipik depresyonda olan birey güzel bir haberde aşırı sevinç gösterirken, kötü bir haberde aşırı uçta üzüntü yaşar yani dış uyaranlara karşı çok fazla duyarlıdır. Atipik depresyon yaşayan kişilerin genel özellikleri :

-Aşırı kilo artışı

-Yoğun uyku ihtiyacı hissi

-Kollarda ve bacaklarda ağırlaşma hissi

-Reddedilmeye karşı aşırı hassasiyet

POSTPARTUM – LOHUSALIK DEPRESYONU:

Doğumdan sonra annede görülen duygusal, fiziksel ve davranışsal değişikliklerin karmaşık hali… Lohusalık Depresyonu diğer adıyla POSTPARTUM DEPRESYON. Belirtiler dikkate alınmazsa lohusalık sendromu anne ve bebek için tehlikeli bir hal almaktadır. Nedeni tam olarak bilinememekle birlikte doğum yapan kadınların yüzde 10-15’inde görülen doğum sonrası depresyonda ;

-Rutin işleri yapmakta zorlanma, 

-Günün çoğunu aşırı kaygılı geçirme 

-Sürekli ağlamak isteme

-Yoğun kaygı

-Bebeğe veya kendine zarar verme düşüncesi belirtileri iki haftadan daha uzun süre zarfında görülmektedir.

MEVSİMSEL DUYGUDURUM BOZUKLUĞU:

Genel olarak gençlerde ve kadınlarda görülen Mevsimsel Duygu Durum Bozukluğu belirli mevsim dönemlerinde görülmesiyle diğer depresyon türlerinden ayrılmaktadır. Mevsimsel Duygu Durum Bozukluğu yaşayan kişiler özellikle gün ışığının azaldığı kış dönemlerinde yaz ayarından çok daha başkadır. Genellikle ümitsiz, üzgün, stresli ve ilgisiz bir ruh haliyle devam eden mevsimsel duygu durum bozukluğu sonbahar- kış döneminde başlayıp ilk bahar yaz aylarına kadar devam etmektedir.

MELANKOLİK ÖZELLİKLİ MAJÖR DEPREYON:

Birey önceden yapmaktan keyif aldığı şeyleri yapmaktan kaçınmaktadır. Majör depresif bozukluk tanısı konması için aşağıdaki belirtilerden en az üç tanesinin görülmesi gerekmektedir:

-Zevk alınan bir çok aktiviteden artık zevk alamama,

-Yaşanan iyi olaylar karşısında tepkisiz kalma,

-Psikomotor davranışlarda farklılaşma,

-Enerji düşüklüğü

-Yoğun suçluluk duygusu,

-Uykusuzluk,

-Sabahları depresyonda artış.

PSİKOTİK ÖZELLİKLİ MAJÖR DEPRESYON:

Halüsinasyon ve sanrıların görüldüğü majör depresyonda birey kendilerinin değersiz olduğunu ve yaşamayı hak etmediklerini söyleyen sesler duyduklarını belirtirler. Mutlaka bir uzman tarafından muayene edilip, tanısı konulup tedavi edilmesi gereken bir depresyon türüdür.

KATATONİK ÖZELLİKLİ MAJÖR DEPRESİF BOZUKLUK:

Katatonik özellikli majör depresyon yaşayan kişilerin psikomotor hareketlerinde önemli ölçüde bozulmalar gözlenmektedir. Katatonik özellikli depresyonda aşağıdaki belirtilerin en az iki tanesinin görülüyor olması gerekmektedir:

-Kaslarda hareketsizlik

-Hiç konuşmama

-Alışılmamış beden pozisyonu

-Başka bireylerin seslerini ve davranışlarını tekrar etme

-Gereksiz kas hareketleri

—DİSTİMİK BOZUKLUK:

Kronik bir bozukluk olan Dismitik bozukluğun belirtileri birkaç yıl boyunca devam etmektedir ve bireyin hayatını çok fazla etkilemektedir. Dismitik bozukluğu yaşayan bireyler;

-Günlük aktivitelere duyulan ilgide azalma

-Ümitsizlik ve umutsuzluk hissi

-Verimlilikte düşüş 

-Düşük özgüven belirtileri göstermektedir.

DEPRESYON TEDAVİSİ

Depresyon büyük oranda tedavi edilebilen ancak tedavisi bireysel olarak farklılık gösteren bir hastalıktır. Seratonin ve noradrenalin miktarını düzenleyen antidepresanlar, anksiyolitik (kaygı gidericiler), antipsikotik, tiroid hormonu ve lityum depresyon tedavisinde kullanılabilmektedir. 

Bilişsel davranışçı terapi, Kişiler Arası Terapi, Psikodinamik Terapi ve EMDR(EyeMovementDesensitizationandReprocessing) depresyon tedavisinde önemli yer tutmaktadır. Çoğunlukla iki yöntemin birlikte uygulandığı depresyon tedavilerinde başarı oranının çok daha yüksek olduğu görülmektedir.

Depresyonun hafife alınamayacak kadar önemli, hayatı oldukça zor hale getiren ve yineleyici bir hastalıktır. Bireyin yaşam kalitesini bu kadar ciddi biçimde etkileyen depresyondan uygun tanı ve tedavi yöntemleri ile kurtulabileceğini unutmamak gerekir.

Yazı içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır. İçerikte tedavi edici sağlık hizmetine yönelik bilgiler içeren ögelere yer verilmemiştir. Tanı ve tedavi için mutlaka hekime başvurulmalıdır.

www.noaterapi.com ibaresi eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Nuray Özben Avşar’ın izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.