KORONANIN SESİNE KULAK VERELİM
Covid-19, salgın, pandemi, koronavirüs kelimeleri son bir kaç aydır tüm dünyanın tek gerçeği ve hayatımızın en önemli konusu olmuş durumda. Yediden yetmişe herkesin bildiği kiminin gereken tedbirleri aldığı, dersler çıkardığı, kiminin ne olacaksa olsun ya da bana bir şey olmaz diyerek hiçe saydığı kiminin de tüm hayatını kabusa çeviren ve hala ne olduğu anlaşılamamış hastalık…
Nasıl oluyorda tüm dünyada bu kadar köklü değişimlere neden oluyor?
Küçük bir virüsle birlikte hayatta kalma savaşı veren insanlık, tepetaklak olan ekonomi, belirsizlikler, hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağı fikri ile daha da artan gelecek kaygısı…
Günlerce süren hatta yaş gruplarına göre ayları bulan karantina süreci ve sonrasında neredeyse herkesin psikolojik açıdan yorgun hissetmesinin gayet normal olduğunu bilmek gerekiyor. Özgür olamamak, sevdiklerimizden ayrı kalmak ve hastalığın devam eden belirsizlik hali ne kadar güçlü kişilik yapısına sahip olunursa olunsun ani duygu değişimleri deneyimlenmesine neden olabilmektedir.
Karantina süreci ve sonrasında çeşitli psikolojik problemlerle karşılaşabiliriz. Stres ve kaygının oluşturduğu domino etkisi ile pek çok biyolojik mekanizma da tetiklenerek gerekenden fazla çalışmaya yani vücutta aşınma ve yıpranmaya neden olmaktadır. Süreç ne kadar bilinçli şekilde yönetilirse hem yetişkinler hem de genç ve çocuklar için yeni normal yaşama alışmak o kadar kolay olacaktır. Gençler ve çocuklar için korona sürecinde yapılabilecekleri ‘Çocuklar ve Gençlere Koronoyı Anlatmak’ yazımızdan okuyabilirsiniz.
Bazen kontrolümüz dışında da istemediğimiz etkenlerle karşılaşmak doğal ve normal bir durumdur. Bu süreçte yaşadıklarımızla ilgili düşüncelerimizin duygularımızı ve olaylara karşı verdiğimiz tepkileri, bakış açımızı etkilediğini unutmamız gerekiyor. Salgının tüm dünyada yaşanan bir durum olduğuna, sadece bizi etkilemediğine ve yalnız olmadığımıza odaklanmalıyız. İşte tam da bu noktada ‘Psikolojik Dayanıklılık’ kavramı oldukça önem kazanıyor.
Nedir Psikolojik Dayanıklılık?
Psikolojik sağlamlık; herhangi bir tehdit, travma, iş ve aile hayatı sorunları, travma gibi önemli stres kaynakları karşısında bireyin uyum sağlama sürecidir. Kısacası olumsuz koşullarla başa çıkabilme becerisi olarak ifade edilebilir.
KORONAVİRÜS SÜRECİNDE PSİKOLOJİK DAYANIKLILIĞI ARTTIRMAK
“Kötü zamanların bilimsel bir değeri vardır. Bunlar, öğrenmek konusunda iyi olan birinin kaçırmayacağı fırsatlardır.” – Ralph Waldo Emerson
- Virüsle ilgili gelişmeleri sadece güvenilir mecralardan takip edin. Özellikle sosyal medya aracılığıya yayılan bazı gerçek dışı ya da abartılı haberler sadece kaygınızı arttıracaktır.
- Fiziksel olarak bir araya gelemeseniz de sosyal ilişkilerinizi askıya almayın. Sosyal varlık olduğumuzu unutmamalı ve her fırsatta sevdiklerinizle iletişimde olmaya devam etmelisiniz.
- Günlük rutinlerinize devam etmelisiniz. Özellikle yeme ve uyku alışkanlıklarınızda radikal değişikliklere gitmemelisiniz.
- Fiziksel olarak hareket alanınız ne kadar kısıtlanırsa kısıtlansın mutlaka egzersiz yaparak hareket halinde olmaya çalışmalısınız.
- Unutkanlığınız ya da işlerinizi ertleme durumunuzda artış gözleyebilirsiniz. Kendinize yüklenmemeli bu durumu bir çok kişinin yaşadığını ve geçici olduğunu unutmamalısınız.
- Evden çalışmaya ya da eğitimine evden devam eden kişiler adaptasyon zorluğunu en aza indirmek için okul ya da iş rutinlerini olabildiğince ev ortamına entegre etmeye çalışmalılar.
- Zihninizin sizi rahatsız eden tek bir noktaya odaklandığını farkettiğinizde egzersiz yapmak, müzik dinlemek, fim izlemek, kitap okumak gibi başka uğraşlara yönelmeyi denemelisiniz.
Psikolojik dayanıklılığımızı artırmaya yönelik atacağımız tüm bu adımlar, bu durumunun en iyi şekilde atlatılmasına ve yeni normal hayata adaptasyonumuzun daha hızlı ve kolay olmasına yardımcı olacaktır.
KORONANIN ÖĞRETTİKLERİ:
Çalışan kesimin pazartesi sendromlarını özlediği, tatile ihtiyaç duyarken bir an önce işe başlama isteği, öğrencilerin okullarını hatta sınav olmayı özledikleri kısacası hayatımızdayken pek de memnun olmadığımız ya da önemini pek de anlamadığımız neredeyse her şeye özlem duymaya başladık. Belkide sahip olduğumuz şeylerin ne kadar kıymetli olduğunu görebilme şansı yakaladık.
Kısacası; kelebek etkisi misali tüm dünyanın kaderini değiştiren bu virüsün bizden alıp götürdükleri kadar bize kattığı ya da katması gereken şeyler olduğunu gördük.
KORONADAN MESAJ VAR!
-Bencillikten,
-Doğanın dengesini bozmaktan
-Hep daha fazlasını istemekten
-İsraf etmekten
-Hurafelere inanmaktan
VAZGEÇMELİSİNİZ.
-Dayanışmaya,
-Başkalarını düşünmeye,
-İnsani değerleri hatırlamaya,
-Bilime güvenmeye,
-Elimizdekilerin kıymetini bilmeye
-Bugünün hakkını vererek yaşamaya
BAŞLAMALISINIZ.
Uzm. Psk., Psikoterapist Nuray Özben Avşar
www.noaterapi.com ibaresi eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Nuray Özben Avşar’ın izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.